Page 15 - index
P. 15

Dresten nüshasının tam nüsha olduğu kabul edilmekte ancak yapılan yeni araştırmalar Dede Korkut
Hikâyelerinin bunlardan daha fazla olabileceğine işaret etmektedir.
	 Hikâyeler genel anlamda Türk tarihini ve kültürünü yansıtmakla beraber, özelde ise Oğuz
boylarının yaşantısını ve kendi aralarında geçen hâkimiyet mücadelesini konu almaktadır. Dede
Korkut, yazımızın girişinde eklediğimiz bölümde de görüldüğü üzere Oğuz ilinin bilicisidir. Oğuzlar
başı derde düştüğünde, çocuklarına ad koyacaklarında, savaşta, barışta ve pek çok durumda Korkut
Atalarına akıl danışmışlardır. Dede Korkut, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, “Bayındır Han’ın ak
meydanında bu oğlan cenk etmiştir, bir boğa öldürmüş senin oğlun, adı Boğaç olsun, adını ben
verdim yaşını Allah versin” diyerek Boğaç Han’a adını vermiştir. Korkut Ata, âlimdir ve Oğuz boylarının
yol göstericisidir. Oğuzlar onun Resul Aleyhisselam zamanında dünyaya geldiğine ve yüzlerce yıl
yaşadığına inanmaktadırlar.
	 Dede Korkut Hikâyeleri bizim için bir ders, Dede Korkut ise bir öğretmendir. Hikâyelerde yer
alan karakterler, toplumun meydana getirmeye çalıştığı, görmek istediği ideal insan tipini ortaya
koymaktadır. Hikâyelerde yiğit, mert, dürüst, güçlü ve zeki karakterler ön plana çıkmakta, Oğuz ilini ve
töresini yaşatmaktadır. Dedem Korkut eğitimin aileden başladığını şu sözleriyle dile getirmiştir: “Kız
anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez.” Sadece aile terbiyesinin
önemine değinmekle kalmamış, devletin her şeyden daha hayatî bir önem taşıdığının altını çizmiştir:
“Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur. Oğul
da neylesin baba ölüp mal kalmasa. Baba malından ne fayda başta devlet olmasa. Devletsiz
şerrinden Allah saklasın Han’ım sizi!”
		

                                                        15
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20