Page 16 - index
P. 16
Dede Korkut Hikâyeleri, bizim burada birkaç paragrafta anlatamayacağımız kadar çok zengin bir
içeriğe ve öneme sahiptir. İçinde Türk milletine bundan yaklaşık olarak bin yıl önce verilmiş nasihatleri ve
dersleri barındırmaktadır. Milletimizin tarihte düştüğü bazı hatalara tekrar düşmemesi, Türk kültürünü
ve töresini yaşatabilmesi için Dedem Korkut’a kulak vermesi elzemdir. Hikâyelerde ortaya konulmak
istenen ideal insan tipi eserin ortaya çıktığı dönemden önce de sonra da Türk milletinin yetiştirmek
istediği ve ihtiyaç duyduğu kişilik özelliklerine sahiptir. Bugün de milletimizin ihtiyaç duyduğu ve millî
eğitim sistemimizin yetiştirmesi gereken ideal bir bireyin özellikleri eserdekiyle aynıdır. Çağımızın
gereksinimlerini karşılayan, sorunlarına çözüm üreten, çalışkan, erdemli, yiğit ve vatansever fertler
yetiştirmek zorundayız. Bunun için de çocuklarımıza doğru ve güzel örnekler sunmamız gerekmektedir.
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler
yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’’ sözünden hareketle çocuklarımıza önce bizi, kendi tarihimizi
ve kültürümüzü aşılamalıyız. Bunun için de en güzel örneklerden birinin Türklüğün mayası olarak kabul
edebileceğimiz Dede Korkut Hikâyeleri olduğunu düşünüyoruz.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Somut Olmayan Kültür
Mirası Temsili Listesi’ne geçtiğimiz yılın sonu itibariyle Dede Korkut Hikâyelerini de eklemiştir. Bu
bize gösteriyor ki Dede Korkut Hikâyeleri yalnız bizim için değil bütün dünya için çok kıymetli bir
kültür hazinesidir. Bu hazineye başkaları bile sahip çıkarken biz ne kadar sahip çıktık ya da çıkıyoruz?
Herkesin bu soruyu kendine samimi bir şekilde sorması gerekmektedir. En azından
bu yıla kadar yapmış olduğumuz ihmalleri bir kenara bırakıp bu yıl ve bundan
sonraki dönemlerde bu hikâyelere sahip çıkmak bizim için bir millî bir borçtur. Biz,
eğitimciler olarak öncelikle kendimiz okuyup özümsemeli, sonra da yarınımızın
teminatı olan gençlerimizin Dedem Korkut’a kulak vermesine öncülük etmeliyiz.
Korkut Atamın da dediği gibi, bizler gelip geçiciyiz lâkin Türk milleti ve Türk kültürü
bâki kalacak:
“Onlar da bu dünyaya geldi geçti
Kervan gibi kondu göçtü
Onları da ecel aldı yer gizledi
Fani dünya yine kaldı
Gelimli gidimli dünya
Son ucu ölümlü dünya”
Mehmet Han TELLİ
Türkçe Öğretmeni
Hursunlu Ortaokulu
16